Bu makale Osmanlıca edebiyattaki ilk günlük örneği olan, literatürde Sohbetnâme ismiyle bilinen metnin yazarı Sünbüli şeyhi Seyyid Hasan Nûrî Efendi’nin sosyal çevresi üzerine detaylı bir analiz sunmayı amaç edinir. Yazarın sâlnâme olarak adlandırdığı günlükleri, H.1072-1075/M.1661-1665 yılları arasında neredeyse her gün tutulmuş notlardan oluşur. Kişi ve mekan isimlerini titizlikle not etmeyi alışkanlık haline getiren günlük yazarı, bize bu dört yıllık süre zarfındaki sosyal çevresini resmetmek için zengin bir malzeme sunar. Bu çevrenin genişliği bugüne kadar literatürde vurgulanmış olsa da, Hasan Efendi’nin insanlarının kimler olduğu ve hangi çevrelerden geldiğine dair ampirik bir analiz yapılmamıştır. Bu boşluğu doldurmak amacında olan bu çalışma, üç kademeli bir mercekten bakacak; yakın ilişkilerden daha sıradışı olanlara doğru giden bir resim sunacaktır. Bu doğrultuda ilk bölüm yazarın yakın ilişkilerine odaklanacaktır. Çoğunlukla aile bireylerini ve eve yakın olan insanları içeren bu samimiyet ve mahremiyet alanı, sıradan gündelik faaliyetlerin ve düzenli rutinlerin gerçekleştiği noktadır. Buradan yapılabilecek çıkarımlar bilhassa aile kavramının ve birtakım sosyal ilişki şemalarının tarihselleştirilebilmesi açısından önem arz eder. İkinci bölüm günlük yazarının dünyasının bir diğer vazgeçilmez parçasını, yani yakın dostları, semt eşrafı ve Kocamustafapaşa Tekkesi’ndeki sufi kardeşleriyle olan ilişkilerini inceleyecektir. Hasan Efendi bir gününün hatrı sayılır bir kısmını birebir ya da gruplar halinde olmak üzere bu insanlarla geçirmiştir. Yakın dostlardan, eşrafa ve oradan da tekkedeki önemli isimlere doğru genişleyen bir ilişkiler düzleminin incelendiği bu bölümde, Hasan’ın gündelik olarak karşılaştığı gruplar incelenir. Bu isimlerin kimi sıradan insanlarken kimi yüksek makamlarda olan kimselerdir. Üçüncü ve son kısım ise Hasan Efendi’nin İstanbul geneline yayılan, sınırları nispeten belirsiz birtakım karşılaşmalarını ve tanışıklıklarını anlamaya çalışacak ve bu minvalde günlük yazarının ileri gelenlerle olan münasebetlerine sosyal statü meselesini de gündemde tutarak ışık tutmaya çalışacaktır.
This paper aims to present a comprehensive analysis of the social world of Seyyid Hasan Nûrî Efendi, a Sünbülî sheikh known as the author of the first diary in Ottoman Turkish literature known as Sohbetnâme. His diaries, referred to as sâlnâme (yearbook) in his own terms, consist of his daily notes spanning the years 1072-1075 AH/1661-1665 AD. Hasan Efendi meticulously documented therein the names of individuals and places, offering a wealth of material that unveils his social network over this almost four-year period. While existing literature has hitherto underscored the extensive nature of his social circle, there lacks empirical analysis detailing the identities of Hasan Efendi's companions, acquaintances, and their affiliations. To address this gap, this study adopts a three-tiered approach, progressively unfolding an analysis from intimate relationships to more unconventional connections. The initial section delves into the author's closest relationships, encompassing family members and individuals in his immediate sphere. This realm of intimacy and privacy captures mundane daily activities and established routines, offering significant insights into the historical context of family dynamics and social frameworks of contemporary urban Muslim communities in the Ottoman capital. The subsequent section explores another integral facet of the diarist's world: his interactions with close friends, local people, and Sufi companions at the Kocamustafapasa Tekkesi. Hasan Efendi devoted considerable time to these individuals, engaging with them individually or within groups on a daily basis. Based on input about such connections in the diary, this section scrutinizes the diverse groups Hasan encountered regularly, whose scope ranges from close friends and local people to influential figures within the tekke. Among these associations, some were ordinary citizens, while others held positions of notable authority. The third and final part endeavors to decipher Hasan Efendi's encounters and connections across Istanbul, where boundaries of association were relatively ambiguous. This part aims to shed light on the diarist's interactions with dignitaries, thus providing insight into his broader network as well as his social status.